16 Ocak 2011 Pazar

Çetinbaş; dünya şiddetten tamamen arınsın

Muş Kadın Derneği (MUKADDER) Başkanı Nurcan Çetinbaş, kadınların toplumdaki yerine ve kadına uygulanan şiddete değinerek, dünyanın şiddetten tamamen arınmasını dilediklerini belirtti.

Muş Kadın Derneği (MUKADDER) Başkanı Nurcan Çetinbaş, kadınların toplumdaki rollerine ve kadına uygulanan şiddete değindi. Çetinbaş, herkesin dünyaya kız ve erkek olarak geldiğini, bunun seçim hakkı olmadığına dikkat çekti. Çetinbaş yaptığı açıklamada: “Farklı kültürde tarihin farklı alanlarında ve farklı coğrafyalarda kadınlara ve erkeklere toplumsal olarak yüklenen roller ve sorumlukları ifade eder. Toplumsal cinsiyet kısaca sosyal yönden kadın ve erkeğe verilen roller, sorumluklar olarak tanımlanır. .Hepimiz dünyaya kız ya da erkek olarak geliriz. Bu bizim seçtiğimiz bir şey değildir. Hangi kültürde, hangi çağda yaşarsak yaşayalım kız ya da erkek olarak doğmak tıpkı ölümlü olmak gibi biyolojik varlığımızın bir niteliğidir. Kadın ya da erkek cinsinden gelme, doğal bir durumdur. Zekâ, beceri gibi doğuştan getirilen yetenekler Allahın yarattığı ve dengeli bir dünya oluşturduğu gerçeğinin göstergesidir. Birinin ötekinden daha üstün ya da daha az önemli olduğunu ileri sürmek, araştırmalarla da kanıtlandığı gibi, doğal ve biyolojik açıdan olası değildir. Buna rağmen günümüzde kadından beklenen rollerin çeşitliliği ve derecesi hayli sınırlıdır. Toplumsal cinsiyet rolleri kadınları, bağımlı kılarak ev ortamına hapsetmekte ve böylece denetlenen rolünü vermekte, erkeklere de karar veren ve denetleyen rolünü uygun görmektedir. Kadına yönelik şiddet boyutuyla kadınların kendilerine biçilmiş olan bu toplumsal cinsiyet rollerini öğrenmelerini sağlayan bir araçtır. Kadına yönelik şiddet, toplumsal cinsiyet rollerinin ve cinsiyet rejiminin varlığı ile doğrudan bağlantılıdır” dedi. Kadınların eğitim durumuna değinen Çetinbaş: “Özellikle kadınların eğitim haklarının elinden alınması Muş’ta çok fazla oluyor. Benim gözlemlediğim kendi ailemde de akrabalarımda da kızlarını en fazla ilkokula kadar gönderdikleri. Bu bence çok acı bir durum. Kadınların da erkekler kadar eşit bir durumda olamaması Muş’ta büyük bir sorun. Eğitim haklarını, yaşama haklarını kendileri karar verememeleri ve kadınların töre cinayetlerine kurban gitmeleri, kadınların özgürce dışarı çıkamamaları kadınlar üstünde büyük bir baskı oluşturuyor” diye konuştu. Bizim burada ailelerin erkek çocuklar için sonsuz bir okuma arzuları var. Zaten ‘Oku Adam Ol’ derler ama kızlar için bu böyle değildir. Kızlar erken yaşta evlendiriliyorlar, berdel veriliyorlar. Malazgirt in bazı köylerinde dedesi yaşında ki adamlara para karşılığı kızlarımız veriliyor bu cehalet değil bu büyük bir insanlık ayıbıdır. Biz dernek olarak bu alanlarda güzel çalışmalar yaptık ve yapacağız. Türkiye’de toplumsal barışın sağlanmasında kadınlar nasıl bir rol oynayabilir?  Kürt sorununun çözümü ve çatışmaların son bulması için Türk ve Kürt kadınları ortak bir “kadın duruşu” sergileyebilir mi? Böyle bir duruş sorunun çözümüne nasıl bir katkı sunar? Türkiye’de toplumsal barışın sağlanmasında kadınların önemli bir rol oynayabileceğini düşünüyorum. Bunu dile getirirken “kadın doğası gereği barışçıdır” gibi bir varsayımdan hareket etmiyorum. Bunu gerçekçi bulmuyorum. Bu nedenle kadınların barış mücadelesine büyük katkı sağlayacağı inancındayım. Barış mücadelesinin daha yaygınlaştırılması, toplumsal düzlemde daha fazla alana ulaştırılması gerekiyor. Bunu tek başına kadınlar gerçekleştiremeyebilir. Ama kadınlar böyle bir sürecin önemli bir bileşeni olabilirler” dedi.

“GÖNÜL İSTER Kİ, DÜNYA ŞİDDETTEN TAMAMEN ARINSIN”
Muş Kadın Derneği (MUKADDER) Başkanı Nurcan Çetinbaş, kadına karşı şiddete değinerek: “Artık evrensel bir soruna dönüşen şiddet, önlenebilir mi? Bu konuda neler yapılabilir? Gönül ister ki dünya şiddetten tamamen arınsın, ancak dünyadaki şiddet olaylarını sıfıra indirecek bir yönlendirme, bugünden yarına çok olanaklı görünmüyor. ‘Şiddete karşı sıfır tolerans’ diye bir slogan var. Bunun benimsenmesi önemli. Ayrıca şiddet engellenmek isteniyorsa, bir bütün olarak düşünülmeli. Bireysel şiddet ve kolektif şiddet, hep birlikte düşünülmeli. Şiddetin en önemli görüntülerinden biri olan savaşlar, kadına yönelik şiddet nedenlerinden biri. Ve şiddete uğrayanların şiddete uğradıklarından dolayı utanmayacakları ve bütün bunları ifade edebilecekleri platformlar oluşturulabilir.
Gelecekte kadın ve erkek adına daha yaşanılır bir dünyaya ait umutla” dedi.

0 yorum:

Yorum Gönder

Back to Home. Back to Top Copyright 2011| Powered by [B.İ.U] [A.A] [S.Y]| Ahmet ALTIOK | İsmail UYGUN | Muş Sayfası Tüm Hakkı Muş'a Aittir.